Gazete 9 Eylül’de her sabah görüp okuduğunuz gibi “siyaset kazanın” altına o kadar odun atan var ki; bunlara bir de biz eklenmeyelim diye düşündüm. İsterseniz bugün de benim “Dostlar Vitrinime” iki güzel insan daha ekleyeyim. Geçen hafta bildiğiniz gibi, Akhisar’da “Dünya Zeytin Günü”ne davetliydim. Gördüklerimi sizlerle paylaştım… Akhisar’da tütünden sonra zeytini tercih eden Alhat ailesinin iki evladı ile konuştum. Alper ve Mustafa Alhat kardeşler, tanrının armağanı zeyin ve de yağını dünya piyasalarına arzedenlerin başında geliyor…
Değişmeyen dostlardan Mustafa Alhat, 1972 doğumlu, ilk, ortaokulu Akhisar’da, liseyi de Manisa Beydere Meslek Lisesi’nde bitirip Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi bitki koruma bölümünde “mesleki derinlik” kazanmış. 1998’de de kardeşi Alper ile Alhatoğlu Zeytincilik şirketini kurmuşlar. Amaçları sofralık zeytin pazarlamak iken, zeytinyağı işinde boşluğu görüp o branşta uzmanlaşmışlar. İkisini de kamu yararına kurumlardaki gönüllü çalışmaları sırasında tanımıştım. Bu çalışmasını bilginin zekatı şeklinde tarif eden Mustafa Alhat, aynı zamanda Zeytin Dostu Derneği’nin kurucularından ve Onur Kurulu üyesi. Şu an, kardeşi Alper Alhat, Akhisar Borsa Başkanlığı’nı başarı ile yürütüyor…
Babaları rahmetli Hüseyin Alhat, Akhisar’ın tütünden zeytine dönüşünde baş rolü oynayanlardan. Hatta, sofralık siyah zeytin fidanlarını ilk dikenlerden ve de diğer çiftçilerin ihtiyacını için fidan yetiştirip satan, meyvelerini de tuzlayıp pazarlayan kişi olarak tanınır. Açıkçası Hüseyin Alhat’ı bölgede “genişleyen zeytin ekonomisinin mimarı” olarak tarif etmek mümkün… Mustafa Alhat, üniversitede iken babasının zeytinliklerinde çalışmış, ortağı olduğu TARİŞ’e yağ teslim etmeye başladığında bir şehrin kaderini değiştireceğini bilmiyordu!..
O güne kadar adını hiç duymadığı “Natürel, sızma” diye bilinen bir kategorinin kendilerinkinden iki katına alındığını görüp şaşırır. Nasıl üretildiğini sorar ve bunun ancak Ayvalık ve Edremit’te üretilebileceği söylenince de hayli bozulup işin peşine düşer. O tarihte temiz yağ üretecek fabrika Akhisar’da olmadığı için Hüseyin Alhat, toplanan temiz ürünü Edremit Tariş’ten randevu alarak orada işleterek yağına temiz raporunu çıkartır. Ancak bu inatçı takibe rağmen Akhisar yarışa 15 yıl kaybederek mutlu sona ulaşır.
Alhatlar yılmazlar, kardeş Alper iç ve dış fuarlara katılır… Tabii ki, tüm Akhisarlı dostlarım da bu fuarların müdavimi olmanın yanısıra her yıl Zeytin Hasatı şenlikleri düzenleyerek seslerini duyurma becerisini elde etmeninin zenginliğini yaşamakta… Bu uzun bir hikaye… Şu an ülkenin dev firmalarıyla aynı podyumda boy gösteren Alhat kardeşler, hedeflerinin dünya çapında Türk zeytinyağının hakettiği konuma gelmesi olduğunu söylüyor… Alhat kardeşler, zeytindeki markalaşma gibi Akhisarspor’un da bir marka haline gelmesi için çok dua edenlerin başında geliyor.
Ünal Tümin – 9 Eylül Gazetesi